Sepin, bu yazı tam Sepin yazısı olmuş. Periler başını döndürürken yazmışsın belli.
İlham perileri. Ya da senden büyük olan’la bağlantı kurduran her neyse. Senden büyük olan’la bağlandığında, içinden kocaman bir SEPİN çıkıyor. (Eskiden beri demişlerdir sana zaten hep “Bir bu kadar da yerin altında var” diye)
—
2 bambaşka yorumum var:
Dün oğlum şöyle bir haber anlattı: Bir futbol maçı çok yoğun sis nedeniyle iptal edilmiş. Herkes soyunma odalarına gitmiş ama kimse kaleciye söylememiş. Kaleci oynanmayan maçta, 15-20 dakika boyunca kaleye bekçilik yapmış.
—
Sanırım Türkçeye çevrilmedi henüz. Constance Debré’ın Love Me Tender’ı. Benim için, kendisine anlatılan/kendisine anlattığı hikayeden çıkıp, kendini bulmaya çalışan bir kadının hikayesi. Oğlunu bırakan bir anne aynı zamanda.
Okurken anne yarasını derinden yaşayan kimi kadınların anne olduktan sonra çocuğuna aşırı müdahil olarak belki de bu anne yarasıyla mücadele ettiğini düşündüm.
Ya da anne yarasını derinden yaşayan kimi kadınların anne olduktan sonra çocuğuna aşırı müdahil olarak, bu yolla kendi çocuklarının anne yarasına neden oldukları da denebilir.
İnsan belki en çok annesinin onu anlamasını bekliyor. Hem de tüm kelimeleriyle, ve hatta anlatmadan…Tüm his kırıntılarıyla… İçimizdeki “Beni sen doğurmuştun ya hani, beni en iyi sen biliyor, anlıyor, ve onaylıyor olmalısın” beklentisini aşmak bazen atomu parçalamaktan zor. Aştığımız an, bu yaşam oyununda bir üst seviyeye geçiyoruz sanki. Yalnızlığımızı kendimizle dostluğumuz dolduruyor, keşfedebildiysek, fırsat verdiysek, kabul ettiysek…
Canım Sepin, duygularımı yazma hevesi ve gücü verdin, çok yönlü ve derinlikli, zengin yazınla. Çok yaşa 🦋
Sevgili Üstadım , Okurken yolculuk yapılan her yazı olmuş yazdıklarınız , sanki içindeyiz. Hocanızın dileklerin gerçek olması. Hiç birşeyin tesadüf olmadığı gerçeğini hatırlatıyor insana, görmek böyle birşey . Anne yarası yaratanın terk etmesi gibi , babalık zaten sonradan öylenin bie duygu , oradaki sarsıntı o kadar etkili degil ... Kalemize, yüreğinize sağlık, çok sevgiler ❤️🪬♾️
Aynı anda pek çok katmana dokunmak nasıl bir yetenek, her katmanında ayrı bir hüzün, acı, keder ve illaki umut hissettim. Bu yazıyı bir kaç kez veya daha fazla okumam lazım, sisler ve derinlikler arasında kaybolmadan önce. Hani diyorsun ya karışacağız, kaos olacak ve sonra bir umut, umut hep olacak, tıpkı Amerikalı hocanın yıllar önce sana yazdığı gibi…
Gecen sabah gozgozu gormeyen sisli bir havada araba kullanirken, uzaktan sise baktigimda belirsizlikten korkup kalbimin carptigini ama icine girince gorus alanimin uzaktan gordugum kadar kapali olmadigini farketmistim. Simdi sisle ilgili okumak ne guzel bir tevaffuk oldu. Yazinin son kismi bana cok temas etti.
Buluşmalar çok keyifli çok yoğun bir güzellikte..sisten yola çıkarak tarif edeyim..Pazar akşamından beri bütün buluşma kafamı çevreleyen sis bulutu gibi benimle dolaşıyor..senden gelen bir şeyle temas edince, o andan öncesi gibi devam etmek mümkün olmuyor..sevgiler🌸
Kendimi `O" kaleci gibi hissedip ağlamaya başlamam ..sonra biraz durulup ikinci yorum kısmını okurken / kendisine anlattığı hikayeden çıkıp cümlesiyle tekrar başlamam.Başlayamadığım şeylere ağlamam ..
Çoook zor okudum , uzun zamandır bu kadar etkilenip sarsilmamistim okudugumla , her cümleye mi takılıp kalır insan yada çevirelim her cümleyi mi duygu balyozuyla yazar insan .Sevgili Sepin yüreğine sağlık , iyi ki varsın 🙏🏻
Bu yazıyı bilmem kaç kez daha okuyacağım.. Bu ve diğerleri sonra pazar buluşmalarıyla iyiden iyiye idrak ediyorum ki, çocukluğumuzdan bu yana beraberinde getirdiğimiz hikayelerimizin, kendi sisli tarihimizin içine girip yazarak, çizerek, dans ederek, bir türkü dinleyerek kısaca sanatla usulca o hikayede artık bize ait olmayan uymayan yanlarını görüp dönüştürdüğümüz, görüldüğümüz bir alan oldu Poetika Journal ve bu alanda elimizi tutan el, bir nevi bizim
Sepin, bu yazı tam Sepin yazısı olmuş. Periler başını döndürürken yazmışsın belli.
İlham perileri. Ya da senden büyük olan’la bağlantı kurduran her neyse. Senden büyük olan’la bağlandığında, içinden kocaman bir SEPİN çıkıyor. (Eskiden beri demişlerdir sana zaten hep “Bir bu kadar da yerin altında var” diye)
—
2 bambaşka yorumum var:
Dün oğlum şöyle bir haber anlattı: Bir futbol maçı çok yoğun sis nedeniyle iptal edilmiş. Herkes soyunma odalarına gitmiş ama kimse kaleciye söylememiş. Kaleci oynanmayan maçta, 15-20 dakika boyunca kaleye bekçilik yapmış.
—
Sanırım Türkçeye çevrilmedi henüz. Constance Debré’ın Love Me Tender’ı. Benim için, kendisine anlatılan/kendisine anlattığı hikayeden çıkıp, kendini bulmaya çalışan bir kadının hikayesi. Oğlunu bırakan bir anne aynı zamanda.
teşekkür ederim Berna.
Sabah ağlamıştım, şimdi de ağladım, ama yetmez bunun üzerine bir yazı yazıp bir daha ağlayasım var şimdi! ❣️
Okurken anne yarasını derinden yaşayan kimi kadınların anne olduktan sonra çocuğuna aşırı müdahil olarak belki de bu anne yarasıyla mücadele ettiğini düşündüm.
Ya da anne yarasını derinden yaşayan kimi kadınların anne olduktan sonra çocuğuna aşırı müdahil olarak, bu yolla kendi çocuklarının anne yarasına neden oldukları da denebilir.
İnsan belki en çok annesinin onu anlamasını bekliyor. Hem de tüm kelimeleriyle, ve hatta anlatmadan…Tüm his kırıntılarıyla… İçimizdeki “Beni sen doğurmuştun ya hani, beni en iyi sen biliyor, anlıyor, ve onaylıyor olmalısın” beklentisini aşmak bazen atomu parçalamaktan zor. Aştığımız an, bu yaşam oyununda bir üst seviyeye geçiyoruz sanki. Yalnızlığımızı kendimizle dostluğumuz dolduruyor, keşfedebildiysek, fırsat verdiysek, kabul ettiysek…
Canım Sepin, duygularımı yazma hevesi ve gücü verdin, çok yönlü ve derinlikli, zengin yazınla. Çok yaşa 🦋
Poetika Journal'a bekliyorum o zaman, yarın geliyor yönergeler!
Sevgili Üstadım , Okurken yolculuk yapılan her yazı olmuş yazdıklarınız , sanki içindeyiz. Hocanızın dileklerin gerçek olması. Hiç birşeyin tesadüf olmadığı gerçeğini hatırlatıyor insana, görmek böyle birşey . Anne yarası yaratanın terk etmesi gibi , babalık zaten sonradan öylenin bie duygu , oradaki sarsıntı o kadar etkili degil ... Kalemize, yüreğinize sağlık, çok sevgiler ❤️🪬♾️
okudum ve içimde su sarkı tınladı Nesim i Çimen e de selam olsun....
bu sarkı ile doner bu yazı bir sure bende
Bu nasıl bir derttir, dermanı yoktur
Bedenimde değil, ruhumda sızı
Görünmez bir yara, acısı çoktur
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Kurşunsuz, hançersiz, kansız bir yara
Hiçbir tabip buna bulamaz çara
Keşke Mansur gibi çekseler dara
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Doktoru, lokmanı yok, ilacı yok
Görünmez göz ile hiçbir izi yok
Saplandı sineme görünmez bir ok
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Didelerim nemli, kan ağlar gözüm
Ruhum yara aldı, sızlıyor özüm
Bu hâlimden vâkıf tek cüra sazım
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Yeter, Nesimi, bu feryadın yeter
Biliyo'm, yanıyo'n Kerem'den beter
Her ah eyledikçe dumanım tüter
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Bedenimde değil, ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı, oy oy
Ruhumda sızı
Aynı anda pek çok katmana dokunmak nasıl bir yetenek, her katmanında ayrı bir hüzün, acı, keder ve illaki umut hissettim. Bu yazıyı bir kaç kez veya daha fazla okumam lazım, sisler ve derinlikler arasında kaybolmadan önce. Hani diyorsun ya karışacağız, kaos olacak ve sonra bir umut, umut hep olacak, tıpkı Amerikalı hocanın yıllar önce sana yazdığı gibi…
Gecen sabah gozgozu gormeyen sisli bir havada araba kullanirken, uzaktan sise baktigimda belirsizlikten korkup kalbimin carptigini ama icine girince gorus alanimin uzaktan gordugum kadar kapali olmadigini farketmistim. Simdi sisle ilgili okumak ne guzel bir tevaffuk oldu. Yazinin son kismi bana cok temas etti.
Buluşmalar çok keyifli çok yoğun bir güzellikte..sisten yola çıkarak tarif edeyim..Pazar akşamından beri bütün buluşma kafamı çevreleyen sis bulutu gibi benimle dolaşıyor..senden gelen bir şeyle temas edince, o andan öncesi gibi devam etmek mümkün olmuyor..sevgiler🌸
Farkında, cesur, duygulu, zeki yazının bendeki kelimeleri, tanıdığım kadarıyla yazının sahibi gibi..
Sepin gibi bir yazı olmuş Sepin.. derin bilgi, birden çok konuya değinmen ve çokça özen…
Yüreğine kalemine sağlık takipteyiz…
Kendimi `O" kaleci gibi hissedip ağlamaya başlamam ..sonra biraz durulup ikinci yorum kısmını okurken / kendisine anlattığı hikayeden çıkıp cümlesiyle tekrar başlamam.Başlayamadığım şeylere ağlamam ..
Çoook zor okudum , uzun zamandır bu kadar etkilenip sarsilmamistim okudugumla , her cümleye mi takılıp kalır insan yada çevirelim her cümleyi mi duygu balyozuyla yazar insan .Sevgili Sepin yüreğine sağlık , iyi ki varsın 🙏🏻
O kadar zor okudum ki, kayboldum her paragrafta. Sepin Kafası kafamı açmaya çalışıyor hissediyorum. Kafana sağlık.
Gözden sızdığını ancak yanağa süzülürken ki serinliğinde farkedersin…
Ne güzel, ne anlamlı vakitti okurken geçirdiğim…
…Ruhumuzda ağır hasar bırakan/bırakmış olan bu ve benzeri hisler, olan biteni nötr bir şekilde algılamamızı iyice zorlaştırıyor. …
Bu yazıyı bilmem kaç kez daha okuyacağım.. Bu ve diğerleri sonra pazar buluşmalarıyla iyiden iyiye idrak ediyorum ki, çocukluğumuzdan bu yana beraberinde getirdiğimiz hikayelerimizin, kendi sisli tarihimizin içine girip yazarak, çizerek, dans ederek, bir türkü dinleyerek kısaca sanatla usulca o hikayede artık bize ait olmayan uymayan yanlarını görüp dönüştürdüğümüz, görüldüğümüz bir alan oldu Poetika Journal ve bu alanda elimizi tutan el, bir nevi bizim
Ms Begley'miz olduğun için müteşekkirim..
Ms Begley ve Sepin ikisi de, bende de aynı hissi uyandırdı.