PostaPoetika’dan; bütün yazılar için: www.postapoetika.com
Aslında merak ettiğim birçok şeyin içinde varmış ama tekinsiz(lik) (Türkçede tekinsiz, İngilizcede uncanny, Almancada unheimlich) mefhumuna salt kendisi üzerinden merak salmam nispeten yeni.
Freud’un yüz beş yıl önce yazdığı The Uncanny makalesini okuyasım var ama öncesinde bu ay başladığım ve henüz bitirmediğim kurgu dışı bir kitaptan, Doppelganger’dan Freud-tekinsizlik-doppelganger atıflarıyla bir alıntıyı sizlerle paylaşıyorum, aşağıda:
“Doppelganger” Almancadan geliyor, Doppel (ikiz, çift) ile Ganger (giden) sözcüklerinin bileşimi. Bazen, “yürüyen ikiz” (“doublewalker”) diye tercüme ediliyor, ortalıkta bir ikizinizin dolaşmasının insanı derinden huzursuz eden bir tecrübe olduğunu söyleyeyim. Tekinsiz; Sigmund Freud’un “geçmişte bir zamanlar gayet iyi bilinen ve uzun zaman aşina olunan -ama birden yabancılaşılan- “bir şeye yönelik bir korku türü”* diye tanımladığı duygu. Doppelganger’ların uyandırdığı tekinsizlik çok şiddetli, çünkü yabancı olan, tanımadık bir hal alan şey siz oluyorsunuz. Freud bir doppelganger’ı olan kişinin “kendisini onunla özdeşleştirebileceğini ve böylece gerçek benliğinden emin olmayabileceğini”** yazmış. Her konuda haklı değildi ama bu konuda haklıymış.
* Sigmund Freud, “The Uncanny”, The Uncanny, çev. David McLintock, s. 124, Londra: Penguin, 2003. Freud’un denemesi ilk olarak 1919’da yayımlanmıştır.
** Freud, “The Uncanny”, s. 142.
Doppelganger, Naomi Klein, YKY, çev. Ebru Kılıç, editör Cem Alpan