Güzel yüzünü ve ışıltılı gözlerini birkaç kere görmüş olsam da gönlümün sultanlarından Elif Doğan nam-ı diğer blogcuanne’nin Noa’ya Mektup için kaleme aldığı yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
Elif’in Substack yazılarına da linki takip ederek abone olabilirsiniz.
Sevgiyle,
Sepin
Ayşe Deniz Şahin’in yumuşacık çizgileriyle resimlediği kitap, Noa’nın bir hışım evden çıkmasıyla başlıyor; anlıyoruz ki annesi ondan kendisini yalnız bırakmasını istemiş ve Noa da buna çok içerlemiş. O günü “tıpkı bir yetişkin gibi” hiç oyun oynamadan geçiren Noa, ertesi gün annesinden bir mektup alıyor.
Anne, mektubunda, önce bir gerçeği ortaya koyuyor, sonra da bir itirafta bulunuyor. Gerçek, annesinin Noa’yı ne kadar çok sevdiği… “Üzüntü değişir ama bazı şeyler hiç değişmez. Seni çok seviyorum. Bu, mesela, hiç değişmez. Sevgi geçmez” diyor annesi.
İtirafı ise kendine dair... Kalbinin kırıldığını ve Noa’yla oynamak, şarkı söylemek, hatta şarkı mırıldanmak dahi istemediğini anlatıyor annesi. Çünkü bazen kalpler kırılıyor. Oluyor öyle…
Bazen, insanın kalbi kırıldığında canı hiçbir şey yapmak istemeyebiliyor. Bu, bir şeyler yapmayı sevmediği anlamına gelmiyor; sadece o an yapmak istemiyor. Bunu anlatıyor Noa’ya annesi… Bunu o kadar net, o kadar yalın bir şekilde anlatıyor ki, Noa bunu sadece anlamakla kalmıyor; bunu anlamak Noa’ya iyi geliyor.